

Sanatçı Hakkında
Ankara doğumlu olan Turgay, daha küçük yaşlarda müziğe olan ilgisiyle dikkat çekmeye başlamıştı. Aile toplantılarında o dönemlerin meşhur şarkılarını seslendirerek ortama neşe saçmaya başlamıştı bile.
Yıllar geçtikçe ağabeyinin eve getirdiği enstrümanlarla tanışarak müziğe olan ilgisi daha da artmıştır. İlk tanıştığı enstrümanlar darbuka ve bağlamadır. Beğendiği şarkıları kulaktan duyma bağlamada çalmaya çalışır, başardığını gördükçe daha da heveslenirdi. Bir süre sonra müzik aletlerinin akortlarını bozduğu gerekçesiyle enstrümanlara dokunması yasaklansa da o gizli gizli çalışmaya devam eder.
Bağlama, ud, darbuka derken bir gün eve gelen Elektro gitarla tanışır ve enstrümana aşık olur. Fakat kısa sürede bu enstrüman da yasaklılar arasına girer.
Ağabeyi Tolga ve yakın arkadaşı Korhan'ın zaman zaman stüdyoya giderek prova yaptıklarını öğrendiğinde çok heyecanlanır ve çok güzel bateri çaldığı yalanını söyleyerek onu da stüdyoya götürmeleri için onları ikna eder.
İlk kez baterinin başına geçmesine rağmen içindeki müzik yeteneği sayesinde eşlik etmeyi başarmıştır. Bu sırada stüdyonun sahibi ona bir kaç ritim göstermiş ve bu sayede Turgay Bengü'nün "davulculuk" günleri başlamış olur.
O sıralar ortaokulda olan Turgay, okuldaki diğer müzisyen arkadaşlarıyla bir grup kurar ve bayramlarda okulda konserler vermeye başlarlar. 19 Mayıs Kutlamaları için yapılan Ankara seçmelerini kazanarak grupla ilk büyük konser tecrübesini henüz ortaokuldayken yaşar. Aynı zamanda Ağabeyleriyle kurdukları grupta da şarkı söylemeye başlamıştır.
O dönem takıldıkları bir bilardo salonunun köşesinde para almadan sahne almaya başlamışlardır. Şarkı söylemekteki başarısını fark eden mekân sahibi onu başka bir mekân işleten ağabeyiyle tanıştırır ve bu tanışmanın ardından Turgay ilk kez para kazanarak O zamanki Yakamoz Bar sahnesinde yerini almıştır. O sıralarda 14 yaşındadır.
Şarkı söylemeye iyice gönül veren Turgay bir gün telefonla katıldığı bir radyo programına konuk olarak davet edilir. Radyovizyon'da konuk olduğu program sonrasında aynı radyoda radyoculuk hayatına başlayarak Türkiye'nin ilk özel radyo djlerinden birisi olmuştur.
Uzun yıllar Ankara’da sahne çalışmalarına devam eden Turgay, askerlik görevini tamamladıktan sonra müzisyenliği tamamen mesleği olarak seçmiş, Yıldız İbrahimova, Umut Kosman gibi birçok duayenden Şan, solfej, nota eğitimleri almış ve "Antibiyotik" adındaki ilk grubunu kurmuştur. Ankara'daki birçok Rock barda sahne alan Turgay, Türkiye genelinde de konserler vermeye başlamıştır. Ankara'nın en tanınmış gruplarından Ekinoks'u kurmuş bir süre sonra ‘Şeytantüyü’ grubunun Solist ve Gitaristliğini yapmış ve 4 yıl sonra yeniden Ekinoks'u toplayarak Türk Rock müziğinde ki yerini almıştır. O dönemde Ankara'da Baraka, Kavel, Gölge, Manhattan, Replik, Nil; İstanbul'da Kemancı, Jazz Stop, Alman Bira Evi; Bursa'da Kat3, Suare; İzmir'de Dungeon, OozeVenue, Berry Blues gibi Türkiye'nin önemli mekanlarında sahne almıştır. 1 Mayıs 2008 tarihinde Ankara Tandoğan meydanında sahneye çıkıp 1 Milyon kişiye konser vererek hayatının en büyük sahne deneyimini yaşamıştır.
Bir Ankara konserinde Cem Karaca'yla tanışan Turgay, ona olan ses benzerliğiyle de dikkat çekmiştir. Cem Karaca'nın vefatından sonra eşi İlkim Karaca, Ankara'da gerçekleşen bir anma konserinde Cem Karaca'nın Şapka ve fularını Turgay Bengü'ye hediye etmiştir.
"Ustaları Anma Konserleri" sırasında Kurtalan Ekspres'in Bas gitaristi Ahmet Güvenç'le tanışarak Kurtalan Ekspres'le sahne almaya başlamıştır.
Müzik tarzındaki çeşitliliği, repertuar genişliği, sesi ve yorumuyla Ankara'da sevilen bir sanatçı olarak tanınan Turgay Bengü, 2013 yılında tanıştığı Azerbaycan Devlet sanatçısı Tunzale Agayeva ile TRT Müzik kanalında "Bir Sesin Cazibesi" adında 13 bölümlük bir program yapmıştır.
Türkiye'nin yanı sıra, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, Gürcistan, Azerbaycan ve Almanya'da da konserler veren Turgay Bengü, başta yaşadığı şehir olan Ankara olmak üzere Tüm Türkiye ve Avrupa'da aktif sahne hayatına devam etmektedir.